Taşı tutsa, suyunu çıkaracak
kadar güçlü. Bir de alışkanlığı var Memet'in. Her akşam tarla dönüşü,
bahçelerden derlediği demet demet gülleri getiriyor anasına.. Anayla oğul
arasında bir simge gibi kırmızı gül demeti... Sevgi saygı simgesi. Gülleri
evinin duvarına asıp kurutuyor ana... Onlara
baktıkça oğlunu görür gibi oluyor... Hele Memet kervandaysa. Gözü gönlü kırmızı
gülün kurumuş, gazelleşmiş demetinde ananın. Rüyaları hep Memet üstüne... REVAN
yollarını düşlüyor hep. Kimi zaman kara saplanmış görüyor kervanı. Kanter
içinde uyanıyor. hayra yormaya çalışıyor. Kimi geceler de toza dumana katılmış
kervanın, atının eşeğinin devesinin bir toz bulutu içinde kayboluşunu düşlüyor.
Bir hortum, yutuyor kervanı. Koca kervan döne döne göğe çekiliyor. Geride ne
bir at, ne de bir deve, ne de insan kalıyor. Memet'i arıyor gözleri. Kara
yağız, kaytan bıyık Memet, ellerini uzatıyor anasına. 'Tut ellerimi' diyor. Ama
ne gezer. Anasının elleri boşlukta kalıyor. Sözün kısası günü gelip de kervan
REVAN'dan dönene kadar bu böyle sürüp gidiyor. Kervanın dönüşünü dört gözle
bekliyor.
Kırmızı gül demet demet
Sevda değil bir alamet
Gitti gelmez o muhannet
Şol revanda balam kaldı
Kırmızı gül her dem olsa
Yaralara merhem olsa
Ol tabipten derman gelse
Şol revanda balam kaldı
Kırmızı gülün hazanı
Ağaçlar döker gazeli
Kara yağızın güzeli
Şol revanda balam kaldı